Yıl sonuna doğru

Yeni haftaya başlarken ekonomide geçtiğimiz haftadan kalan iki gündemimiz var. Birincisi elbette ki içerideki gündem. Hükümetin tam olarak içeriğini bilmediğimiz Yeni Ekonomi Programını konuşmaya devam edeceğiz.

Cuma gününe kadar dolayısıyla gözümüz kulağımız döviz kurlarında olacak. Cuma günü ise Türkiye İstatistik Kurumu ve ENAG Kasım ayı enflasyon verilerini kamuoyu ile paylaşacak. Kasım ayında yaşadığımız kur şoklarını düşününce, yaşadığımız şokların enflasyon üzerinde yarattığı ilk etkiyi görme fırsatımız olacak.

Artık gündelik hale gelen içerideki bu gündeme şimdi bir de dışarıdaki gelişmeler eklendi. Afrika menşeli olarak ortaya çıkan Omicron varyantı önümüzdeki birkaç hafta hepimizin en çok konuştuğu konulardan biri olmaya maalesef aday.

Varyant sadece sağlığımıza yarattığı tehdit ile değil aynı zamanda salgın sonrasına hazırlanan ekonomiler açısından da önemli bir soruna dönüşebilir.

Geçtiğimiz hafta biterken Avrupa Birliği ve İngiltere’den gelen uçuş yasağı kararları, piyasalarda salgının yeniden hızlanması beklentisiyle yaşanan deprem ve başta AB ve ABD olmak üzere yeniden önlemlerin artmasına ilişkin mesajlar önümüzdeki hafta gündemimizi bir hayli meşgul edecek.

Varyanta ilişkin haberlerin yarattığı ilk etkiyi düşününce insan ciddi tedirgin oluyor.

Mesela cuma günü tüm dünyada hisse senedi piyasasında sert satışlar geldi.

Ekonomilerde yeniden kapanma tedbirlerinin alınabileceği ihtimali dahi petrol fiyatlarının bir günde yüzde 10’dan fazla düşmesine neden oldu.

Salgında yaşanacak artış ile tüketici güveninin düşmesi, üretimin yavaşlaması ve dolayısıyla enerji talebinin önümüzdeki günlerde düşeceği beklentisi petrolde bu şekilde bir fiyat düşüşüne neden oldu!

Bu beklentiler gerçeğe dönüşebilir mi?

İlk tepkilere bakılırsa durum çok da parlak değil.

Yani kısır bir döngüdeymişiz gibi.

Aşılama artıyor, salgın yavaşlıyor. Ekonomilerde çarklar dönmeye başlıyor, normalleşiyoruz derken yeni varyant ortaya çıkıyor ve o varyantla yeniden başa dönüyoruz.

Bitmeyen bir kabus gibi!

Bu bitmeyen kabusun Türkiye’deki gelişmelere etkisi de bu kez oldukça farklı olabilir. 15 Aralık’ta yapılacak ABD Merkez Bankası’nın Aralık ayı toplantısında parasal genişlemenin daha hızlı sona ermesi kararı çıkması ihtimali belirmişti. Kasım ayında aylık tahvil alımını 120 milyar dolardan 105 milyar dolara düşüren ABD’nin Aralık ayında enflasyona bağlı olarak piyasaya verdiği parayı 105 milyar Dolardan 75-90 milyar Dolar aralığına çekmesi söz konusu idi.

Toplantıya kadar virüsün bu varyantının etkili olacağına ilişkin beklentiler haklı çıkarsa bu toplantıda FED’in kararını değiştirmesi ve parasal genişlemeyi 105 milyar Dolar seviyesinde tutması oldukça muhtemel.

Bu tarafıyla FED piyasaya para vermeye devam edecek, Türk Lirası üzerindeki dış baskı azalır demek mümkün.

Ama maalesef ki durum pek o kadar basit değil.

Varyant etkisi ile risk iştahı düşer ve FED›ten bağımsız olarak yatırımcılar “güvenli liman” olarak tanımladıkları ülkelere ya da altın gibi yatırım araçlarına yönelebilirler. Bu da Türk Lirası üzerinde ekstra bir baskı yaratabilir.

Diğer yandan hükümetin ihracata dayalı olduğunu söylediği stratejisi de AB ve ABD’deki salgındaki artış hızı, artan tedbirler ve düşen talebe bağlı olarak istediklerini vermeyebilir.

Unutmayalım ki TL’deki değer kaybına bağlı ihracat artışı ancak yurtdışı pazarlardaki talebin belirli bir seviyede olması ile mümkün. Salgın etkisini arttırırsa malları yok pahasına satmaya kalksalar dahi istenen miktarda satış gerçekleşmeyebilir.

Elbette tüm bu yazdıklarım riskler. Haftalar önce de birebir bu risklerin dikkate alınması gerektiğini yazmıştım.

O zaman da şunu söylemiştim.

Ülkeyi yöneten, ekonomiyi yönetenlerin planlarını yaparken dikkate alması gereken bir virüs ve FED riski var.

Maalesef tam da oralardayız.

O zaman soralım!

A planını dahi detaylı bir şekilde açıklamayan hükümetimizin bir B planı sizce var mı?

Check Also

To woo Washington, Erdogan will sell out Palestine

After Ankara and Washington successfully swapped Sweden’s NATO accession for an F-16 fighter jet deal, …